11 Aralık 2015 Cuma

SÜBLİMLEŞME

Süblimleşme, katı maddelerin ısıtılınca, ara bir hal olan sıvı hâle geçmeden doğrudan gaz hâle geçmesi. Süblimleşme endotermik faz değişimidir. Faz diyagramındaki üçlü noktanın altında gerçekleşir.
Normal basınç altında çoğu kimyasal bileşikler ve elementler değişik sıcaklıklarda üç farklı özellik gösterirler. Bu durumlarda katı halden gaz hale geçiş için ara bir hal olan sıvı hal gereklidir. Burada bahsedilen basınç maddenin kısmi basıncıdır, tüm sistemin basıncı (atmosfer basıncını vs. kapsar) değildir. Gereken buharlaşma basıncına belli bir sıcaklıkta sahip olan bütün katılar genellikle süblimleşebilir. Karbon, arsenik gibi bazı maddelerin üçlü noktalarının yuksek olması dolayısıyla süblimleşmesi, eriyip buharlaşmasından daha kolaydır.

Süblimleşen maddelere örnekler:

Naftalin ve arsenik süblimleşmeye örnek olarak diğer akılda kalıcı maddelerdir.

Kırağılaşma nedir?

Anne ve babamızdan hep duymuşuzdur ya da sabahları okula, işe giderken araçların üzerindeki kara benzeyen buz kristallerini farketmiş ve merak etmişizdir.
Kırağılaşma basitçe havadaki su buharının doğrudan katıya dönüşmesidir. Aşağıda açıkladığımız süblimleşmenin tersi kırağılaşma olarak bilinmektedir. Süblümleşmenin tersine, molekülün buhar halden katı hale geçmesine kırağılaşma denir.
 Bir maddenin gaz halden katı hale geçmesi için dışarıya ısı vermesi gerekir. Kırağılaşmanın diğer adıda kristalleşmedir.
Kırağılaşmanın bir örneği ise, donma sıcaklığı altındaki havada, su buharının öncelikle sıvı hale gelmeden doğrudan buz haline geçmesi işlemidir. Kar ve don bulutlarda böyle oluşur. Fiziksel Kırağılaşmanın bir diğer örneği de fiziksel buhar kırağılaşmasının yapay işlemidir. Çeşitli malzemelerin ince filmlerini çeşitli yüzeylerde biriktirmekte kullanılır.

Fizikte plazma

Plazma dünyada doğal olarak bulunmaz. Tepkimeye girmeden kalması için elektromanyetik alandan oluşan kontrollü bir ortama ihtiyacı vardır. Uzayda bulunan yıldızlar plazmalara en iyi örnektir. Uzay boşluğu tepkimeye girmelerini önler. Bilimciler plazmayı tanımlamak için belli parametreler ortaya koymuştur. Bu parametreler iyonlara ve elektronlara yaklaşımlar, tekrarlama sıklığı ve hacmi, büyüklük, ömür, yoğunluk, sıcaklık ve manyetik alanların belli ölçüde bileşiminden oluşur.
Doğal olarak plazma, yıldızlar ve şimşeklerde bulunur. Yapay olarak geliştirilmiş plazma, neon tabelaları ve plazma ekran TV'lerde bulunur. Irving Langmuir adlı bir bilimci 1928'de kan plazmasına benzediğinden dolayı bunları plazma olarak adlandırmıştır. 950'li yıllardan sonra plazma kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde plazma üç bölümde; plazma-fiziği, plazma-kimya ve plazma-teknolojileri dalında incelenmekte ve eğitim yapılmaktadır.
Plazma çok yüksek sıcaklıktaki maddenin doğal halidir. Dinamik bir sistem ve elektromanyetik güçlerin uygulama hedefidir. Aynı zamanda geniş kullanım alanına sahip ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine açıktır. Plazma kısmen veya tamamen iyonlaşmış gaz topluluğudur. Plazma-kvazonötr alanda yüklü ve nötr parçacıklardan oluşmaktadır. Doğada madenin en yoğun hali plazmadır. İyonosfer, Güneş, Yıldızlar vb. plazma halindedir. İyonosfer, morötesi ışınların sayesinde plazma halindedir. Gezegenimizde maddelerin düşük sıcaklık ve yüksek yoğunlukta olması bakımından plazma haline çok az rastlanmaktadır.
Atmosferin yukarı katmanlarında, 100 km. üzerinde, güneşten gelen morötesi (ultraviolet) ışınların etkisi ile iyonlaşma sonucu plazma oluşmaktadır ve bu oluşan plazma iyonaster plazma olarak adlanmaktadır.
 Plazma halindeki maddelere elektrik veya manyetik alan uygulandığında, gazlardan tamamen farklılaşmakta ve bu bakımdan maddenin 4. hali olarak tamamlanmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

KIŞ VE EV ETKİNLİĞİMİZ